-
1 taper
Iv t1 vurmak, dövmek2 pour produire un bruit vurmak◊J'ai tapé deux coups à sa porte. — Kapısına iki kere vurdum.
3 sur un clavier daktilo ya da bilgisayarda yazmakIIv i1 frapper vurmak2 le soleil tape güneş yakıyor -
2 полусмерть
ж, в соч.испуга́ться до полусме́рти — fena halde korkmak
-
3 сбивать
несов.; сов. - сбить1) düşürmek; devirmekсбить пла́нку — спорт. çıtayı düşürmek
сбить кого-л. с ног — yere yıkmak / yuvarlamak
сбить кого-л. с ло́шади — attan yıkmak
пу́ля сби́ла с него́ фура́жку — kurşun kasketini alıp götürdü
снаря́дом сби́ло ма́чту — mermi direği uçurdu
2) разг. çarpık etmekсби́тые ту́фли — ökçesi çarpık iskarpin
у меня́ сби́та пя́тка (на ноге́) — topuğumda sıyrık var
3) şaşırtmak; aklını / zihnini karıştırmakда посто́й ты, не сбива́й меня́! — dur be, karıştırma aklımı!
4) dövmek, çalka(la)mak, çırpmakсбива́ть ма́сло — süt yaymak
сбива́ть я́йца с са́харом — yumurtaları şekerle çırpmak / çalkalamak
сбива́ть я́щики из досо́к — tahtaları birbirine mıhlayarak kutu yapmak
••сбива́ть це́ну — fiyat kırmak
-
4 benzetmek
vt1) angleichen2) verwechseln (-e mit)birini başka birine \benzetmek jdn für einen anderen halten, jdn mit einem anderen verwechselnonu iyice benzetmişler sie haben ihn ganz schön zugerichtet -
5 evire çevire
ordentlich, tüchtigbirini \evire çevire dövmek jdn nach Strich und Faden verprügeln -
6 stoßen
stoßen <stößt, stieß, gestoßen> ['ʃto:sən]I vt1) ( schubsen) itmek; ( leicht) dürtmek; ( mit dem Fuß) tepmek, (tekme) atmak (-e); ( mit den Hörnern) tos vurmak (-e);jdn/etw mit dem Ellbogen \stoßen bir kimseyi/şeyi dirseklemek, bir kimseyi/şeyi dirsekle itmek, bir kimseye/şeye dirsekle vurmak;2) (hinein\stoßen) iterek sokmak; ( Messer) vurmak;jdm ein Messer in den Bauch \stoßen birini karnından bıçaklamak3) (hinaus\stoßen) iterek çıkarmak4) ( zerkleinern) dövmek, dövüp ufalamakII viauf Erdöl \stoßen petrol bulmak;zu jdm \stoßen birine katılmak;an seine Grenzen \stoßen sınırına dayanmak4) ( angrenzen) bitişik olmak (an -e)III vrsich \stoßen1) ( anprallen) çarpmak;sich am Schrank \stoßen dolaba çarpmak2) ( Anstoß nehmen)sich an etw dat \stoßen bir şeyden gıcık kapmak -
7 Strich
einen \Strich unter etw ziehen ( fig) bir şeye çizgi çekmek;unter dem \Strich ( als Ergebnis) sonuçta, hesap kitap;unter dem \Strich sein ( fam) ( sehr schlecht) berbat olmak2. kein pldie Haare gegen den \Strich bürsten/kämmen saçları tersine fırçalamak/taramak;das geht mir gegen den \Strich ( fam) bu benim işime gelmiyor;auf den \Strich gehen sokakta fuhuş yapmak
См. также в других словарях:
haşat etmek — 1) bozmak, kullanılmaz duruma getirmek 2) birini dövmek, perişan etmek, aşırı ölçüde hırpalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hastanelik etmek — birini aşırı derecede dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayağının altına almak — (birini) tekme ile dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
silkelemek — i 1) Üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek 2) Kuvvetle sarsmak Birini yakasından tutup silkelemek. 3) mec. Dövmek 4) mec. Sarsmak, etkilemek 5) mec. Yük olan, yük sayılan birinin geçim ve sorumluluğunu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
posasını çıkarmak — 1) (bir şeyin) bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek Onlar öyledir, adamın posasını çıkarırlar, dedi. R. H. Karay 2) (bir şeyin) birini çok dövmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemiklerini kırmak — (birinin) birini çok dövmek, aşırı dayak atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından girip burnundan çıkmak — 1) türlü yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek, kandırmak O, köylülerin ağzından girip burnundan çıkmayı mükemmel becerir. S. Ertem 2) iyice dövmek Ulan, ağzını topla! Şimdi ağzından girer, burnundan çıkarım! M. Rona … Çağatay Osmanlı Sözlük